66. Sayı: Kapitalizmde Göç

Editörler Coşku Çelik, Ecehan Balta, Ezgi Doğru
Yayın Sekreteri Ümit Özger
Sayı Editörleri Demet Özmen Yılmaz, Koray Yılmaz, Umut Ulukan

 

Göçün Ekonomi Politiği

Sungur Savran

Bu yazı önce İngilizce olarak yazıldı ve şu kitapta yayınlandı: Erol Balkan & Zümray Kutlu Tonak (der.), Refugees on the Move. Crisis and Response in Turkey and Europe, New York: Bergahn Books, 2022. Praksis’te yayımlanmak üzere yazarın kendisi tarafından Türkçeye çevrildi.

 

Bir İlişki ve Süreç Olarak Mültecilik: Suriyeli Mülteciler Üzerine Tarihsel Materyalist Bir Tartışma

Cenk Saraçoğlu

 

Öz

Mülteciler, yerinden edilmenin ve başka bir ülkeye iltica etmenin getirdiği koşullar içerisinde mülksüzleşir, işçileşir ve üretim süreçlerine bu koşullar altında dahil edilirler. Tâbi oldukları özel emek rejiminin toplumsal yeniden üretimi, işçi sınıfının diğer bölümleri için söz konusu olmayan bazı özel mekanizmaların, süreçlerin ve aktörlerin devreye girmesini gerektirir. Tüm bu mülksüzleşme, işçileşme, sömürü ve yeniden üretim süreçlerinin analizi, iltica deneyimine içkin sınıf ve tahakküm ilişkilerini ortaya çıkararak mülteciliği egemen kapitalist toplum düzeninin genel yapısı, çelişkileri ve değişim dinamikleri içerisinde değerlendirmeyi mümkün kılar. Bu makale; tarihsel materyalist bir çözümleme temelinde Türkiye’nin Suriyeli mülteci göçü üzerinden yaşadığı deneyimi bir bütün olarak değerlendirmeye katkıda bulunacak bir epistemolojik çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Makale, öncelikle tarihsel materyalist bir yaklaşımın bugünün dünyasındaki mülteci meselesini hangi epistemolojik öncüller ve nasıl bir yöntemle ele alabileceğine dair bazı önermeler ortaya koyacaktır. Sonrasında bu önermeler temelinde Türkiye’deki Suriyeli mültecilerle ilgili akademik araştırmalarda öne çıkan temel sorun alanlarını sınıf perspektifinden birbiriyle ilişkilendirerek, yeniden anlamlandırmayı hedefleyecektir.

Anahtar kelimeler: zorunlu göç, mültecilik, mülksüzleşme, sınıf, artık nüfus, tarihsel materyalizm, yeniden üretim.

 

Kapitalizm, Göçmen İşçiler ve Sendikalar

 

Miriş Meryem Kurtulmuş

 

Öz

Bu çalışmada göç ve göçmen emeği kapitalist üretim ilişkileri bağlamında oynadığı rol itibariyle ele alınacaktır. Kapitalizmin başlangıcından itibaren göçmenler işçi sınıfı oluşumunun, yedek işgücü ordusunun dolayısıyla işçiler arası rekabetin ve bu rekabeti ortadan kaldırmaya, birlikte hareket etmeye yönelik çabaların da bir parçası olmuştur. Bu çerçevede öncelikle göçmen işçilere yönelik sendikaların geliştirdikleri politikalar, stratejiler ve uygulamalar dünya literatüründeki çalışmalar çerçevesinde eleştirel olarak değerlendirilecektir. Sonrasında ise Türkiye’de sendikaların, konfederasyonların göçmen işçilere yönelik politika, strateji ve uygulamaları olup olmadığı ortaya konulacaktır. Son olarak günümüz tarihsel koşullarında kapitalizm ve göç bağlamında sendikaların göçmen işçileri örgütleme olanakları tartışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Yedek sanayi ordusu, artı nüfus, göçmen işçiler, sendikalar, Türkiye

 

Çaya Ortak Olmak: Doğu Karadeniz’de Göç Dinamikleri ve Yarıcılık

Umut Ulukan ve Nihan Ciğerci Ulukan

 

Öz

Göç, kırsal alanlardaki sosyal yapıların yeniden şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Kırsal alanlar geleneksel olarak göçmen çeken alanlardan ziyade dışarıya göç veren kaynaklar olarak görülmüştür. Ancak son yıllarda kırsal alanların da göç aldığı gözlemlenmekte ve akademik ilgi kırsal alanlardaki işgücü göçüne yönelmiştir. Diğer yandan kırsal hanelerin göç etmesinin nedenlerinin başında, tarımda yaşanan neoliberal dönüşümün yarattığı yoksulluk gelmektedir. Haneler yeni geçim stratejileri üretmek için gelirini çeşitlendirerek tarımda ya da tarım dışı ücretli işlerde çalışmaktadır. Böylece kırdan kente, kırdan kıra göç devam ederken, küçük üreticilerin bir bölümü toprağını korumuş ancak tarımsal üretimi sürdürebilmesi hane içindeki emeği çeşitlendirmesi ve hane üyelerinin bazılarının tarım dışı işlerde çalışmasıyla mümkün olabilmiştir. Bu durum çalışmamızın odaklandığı Doğu Karadeniz bölgesinde çay üreticilerinde de görülmektedir. Bölgeden göç ve çay tarımında çalışan emeğin tarım dışına yönelmesi emek açığı yaratmış, bu emek açığının bir kısmı göçmen ve yerli yarıcılarla kapatılmaktadır. Çalışmada, Doğu Karadeniz bölgesinde çay tarımında yarıcılık yapmak için Ordu’dan Rize’ye göç etmiş göçmen yarıcıların göç süreçleri, yarıcılıkta ücretsiz hane emeği, cinsiyetçi iş bölümü, emek denetimi, borçluluk-birikim ve yarıcılarda farklılaşma dinamikleri incelenmiştir. Sonuç olarak göçmen yarıcıların homojen bir gruptan ziyade kendi aralarında farklılaşmış bir yapıda olduğu ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca toprak sahiplerinin yarıcılığı işçilik maliyetlerini düşürmek ve bu amaçla özellikle kadın ve çocuklardan oluşan ücretsiz hane emeğine ulaşmak için tercih ettiği saptanmıştır.

Anahtar kelimeler: İç Göç, Doğu Karadeniz, Yarıcılık, Kırsal Dönüşüm, Çay Tarımı

 

Türkiye’de Sosyal Yardımların Emek Göçüyle Eklemlenme Tarzları: Uyum ve Yerinde Tutma Etkisi

 

Denizcan Kutlu

 

Özet

Bu çalışma, ikamet, emeğin göç temelli hareketliliği ve sosyal yardımlar arasındaki ilişkiler alanını sorgulamakta ve Türkiye’de sosyal yardımların çalışma merkezli göç kararı üzerindeki etkileriyle ilgili bir tartışma açma amacını taşımaktadır. Bu tartışmanın açılmasında, sosyal yardımların hanehalklarının ikametgâh sürekliliğini sağlayıcı kimi etkilerinin olduğu yönünde, daha önce tarafımızca tamamlanmış alan araştırmalarına dayanan gözlemlerimiz de belirleyici olmuştur. Çalışmada sosyal yardımların emek göçüyle eklemlenme tarzı iki başlıkta ele alınmıştır. İlk olarak, Türkiye’de sosyal yardımların göç sonrası uyum etkisinden söz edilmiştir. Bu konu, Türkiye’de refah rejiminin dönüşümü bakımından gündeme getirilmiştir. İkinci olarak ise, sosyal yardımların emeğin yer seçim kararı üzerindeki potansiyel etkilerine odaklanılmıştır. Bu konu, Türkiye’de sosyal yardımların kurumsallaşması ve uygulanmasına ilişkin özelliklerin yanı sıra yoksulların yerleşikleşmesi, hareketsiz kılınması ve iç göç eğiliminin yavaşlaması gibi alanyazında yer bulan ve yazarın da farklı alan araştırmalarında gözlemlediği olgular bakımından temellendirilmiştir. Çalışmanın kuramsal olarak işaret etmeyi amaçladığı iki konu vardır. Çalışmanın temel yaklaşımıyla da daha güçlü bağlar oluşturacak şekilde, Türkiye’de devletin sosyal yardım politikaları ve uygulamalarıyla kapitalist birikim ve emek gücünün oluşumuna ilişkin çelişkili bir konuma düşme eğilimi kuramsal ve olgusal olarak incelenmeyi bekleyen bir konudur. Diğer konu ise, yoksulların maddi yaşam deneyimi temelinde, sosyal yardımlarla da birlikte içerisine düştükleri coğrafi hareketlilik, devingenlik, yerleşikleşme, hareketsiz kılınma, içe kapanma gibi durumların sınıf oluşumu, ilişkileri ve mücadelesi açısından önemidir. Bu konulara sadece işaret etmekle yetinilmiş, ortaya atılan araştırma sorusuna aranacak yanıtlara kuramsal bir temel oluşturulmaya çalışılmıştır.

 

Anahtar Kelimeler: Emek Göçü, sosyal yardımlar, yoksulluk, iç göç, emeğin yer seçim kararı

 

Atık Endüstrisi Aracılığıyla Küresel Kapitalizme Eklemlenmede Göçmen Emeğinin Rolü

Ebru Başgül

 

Öz      

Kapitalist üretim sisteminde tarihsel olarak sermaye birikiminin işleyişinden kaynaklanan ekolojik ve toplumsal tahribatların çözüm yolu, yeni birikim alanlarının açılmasında bulunmuştur. Günümüzde buna örnek teşkil edecek alanlardan biri de atık endüstrisidir. Batı kapitalizminde plastik endüstrisi, 20. yüzyılın başında endüstriyel üretimin sebep olduğu doğal varlıkların tükenme tehlikesine karşı alternatif malzemeler üretme vaadiyle kurulmuştu. Atık endüstrisi ise, plastik endüstrisinin yarattığı atık yönetim sorunlarını çözmek adına sermaye birikim krizinin yaşandığı 1970’li yıllarda kuruldu. Kapitalizmin yeniden yapılandığı 1980’li yıllarda her iki endüstri de üretiminin maddi kısmını geç kapitalistleşen ülkelere kaydırarak, başta Güney Asya ülkeleri olmak üzere bu coğrafyaların kapitalist iş bölümünde plastik işleyen alanlara dönüştürülmesinde etkili olmuştur. Göç olgusunu da tetikleyen bu endüstrileşme süreci geçmişte zanaat üretim faaliyetleri ile bilinen alanları “plastik geri dönüşüm köyleri” ne dönüştürmüştür.

Benzer bir eğilim, son yıllarda küçük-orta ölçekte kurulan atık işleme tesis sayısının ve plastik atık ithalatının artması ile Türkiye’de de görünür olmaktadır. Endüstrinin küresel işleyişi, geç kapitalistleşen Türkiye gibi ülkeler için düşük katma değerli, toplanmasında ve işlenmesinde emek-yoğun faaliyetlerin ağırlıklı olduğu plastik atıklar üzerine gerçekleşmektedir. Bu çalışmada Türkiye’de atık yönetiminin yeni bir birikim alanı olduğu ve geri dönüşüm faaliyeti ile atık endüstrisinin küresel kapitalizme yeni bir eklemlenme tarzı sunduğu iddia edilmektedir. Bu işleyişte kayıtdışı ve güvencesiz göçmen emeğinin görünürlüğü giderek artmaktadır. Buradan hareketle, bu çalışma, atık endüstrisinin Türkiye’nin küresel kapitalizme eklemlenmesindeki rolünü göç olgusuyla tartışmayı önermektedir. Atık yönetiminin sermayeleşme süreci ve kapitalist uluslararası iş bölümündeki rolü emek rejimi ve göç politikaları ile ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Atık endüstrisi, göçmen emeği, sermaye birikimi, plastik atık, uluslararası kapitalist iş bölümü. 

 

Ev İçi Hizmetlerde Göçmen Kadın Emeği ve Aracıların Rolü: Körfez Ülkeleri Ve Türkiye’de Sahra-Altı Afrikalı Göçmen Kadınlar 

Emel Coşkun

 

Özet

Bu yazı, Türkiye’deki Sahra-altı Afrikalı göçmen kadınların göç süreçlerinde aracıların rolünü Körfez ülkelerindeki Kefalet sistemine referansla incelemektedir. Türkiye’de Sahra-altı Afrikalı göçmen kadınlarla yapılan bir dizi çalışmaya dayanan bu yazıda, göçmen kadınların göç ve çalışma koşullarının hangi dinamiklerle şekillendiği Sosyal Ağlar Teorisine referansla tartışılmakta ve Körfez ülkelerindeki Kefalet Sistemi ile karşılaştırmaktadır. Bu çalışma Sahra-altı Afrikalı göçmen kadın emeğine yönelik ev içi hizmetlerde artan talebin, bu işgücünün göçmenler arasındaki etnik hiyerarşide düşük statüsü ile, savunmasız ve kolay sömürülebilir konumu ile ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Kapitalist küreselleşmeye paralel olarak şekillenen üretimin ve yeniden üretimin değişen uluslararası işbölümü ve devletlerin gerileyen refah düzenlemeleri çerçevesinde göçmen kadın emeğine talep artmaktadır. Neo-liberal ekonomi politikaları ve eşitsiz toplumsal cinsiyet ilişkilerinden olumsuz etkilenen, göç etmeye hazır bir kadın nüfustan bahsetmek mümkündür. Çoğu hane reisi haline geldikten sonra göç eden Sahra-altı Afrikalı kadınların göçü, aracılar ve kurumsallaşan sosyal ağlar sayesinde gerçekleşebilmektedir. Devletin, formel ya da enformel yollarla aracılara havale ettiği göçmen kadın emeğine erişim ve denetim, göçmen ev işçilerinin ağır çalışma koşullarını şekillendirmektedir. Göçmen kadınların insani koşullarda çalışma ve yaşamaları için formel istihdama, sosyal korumaya ve bilgiye erişiminin kolaylaştırılması gibi acil önlemler alınması gerekmektedir.

Anahtar kelimeler: Göçmen kadın emeği, toplumsal cinsiyet, ev içi hizmetler, Kefalet Sistemi, Sahra-altı Afrikalı kadınlar.

About the author