Değerli Okurlarımız,
Praksis Yayın Kurulu Üyesi Mustafa ŞENER, Mersin Üniversitesinde yirmi yılı aşkın süredir görev yapıyordu. Şener’in üç yılda bir yenilenen yardımcı doçentlik kadrosundaki görevine, gerçekte “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı Barış Bildirisi’ni imzaladığı için, görünürde ise hukuka aykırı bir bahane ile Mersin Üniversitesi Rektörlüğü tarafından görev süresi uzatılmayarak son verildi. Yine aynı üniversiteden Yrd. Doç. Dr. Yasemin KARACA da benzer bir uygulamayla karşı karşıya kaldı ve işten çıkarıldı.
Bu baskıcı ve hukuksuz uygulamalar, bir süredir her vesileyle akademide tasfiye ve yeniden şekil verme hamleleri yürüten hakim siyasi iradenin Barış Bildirisi’nin içeriğini çarpıtarak, akademisyenleri düşmanlaştırıp hedef gösteren tavrından ayrı düşünülemez. Bu süreçte sırf bildiriyi imzaladığı için -çoğunluğu özel üniversitelerden olmak üzere- 30’dan fazla akademisyenin işine son verildi. Yapılmak istenen bilime, hakikate ve halka görev ve sorumluluk bilinci ile bağlı akademisyenlerin tasfiye edilerek, akademinin tümüyle hakim siyasi iradenin sultası; daha açık deyişle bilim yerine dogmayı, hakikat yerine söylenceyi, görev ve sorumluluk bilinci yerine dini ve siyasi otoriteye itaati yerleştirmeyi öngören anlayışın sultası altına sokulmasıdır. Praksis Dergisi olarak bu tavrın karşısında, akademisyenlerin yanında olduğumuzu, onlarla birlikte direneceğimizi altını çizerek belirtmek isteriz.
Mersin Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi öğretim üyesi olan Mustafa ŞENER’in yaşadıkları, hakim siyasi irade ile onun bürokrasideki uzantılarının ne türden bir gözü karalıkla, hukuku hiçe sayarak hareket ettiğini de açığa serdi. Yayın Kurulu üyemiz Şener, bulunduğu kadroya yeniden atanmak üzere üç yılda bir vermesi gereken görev süresi uzatma dosyasını zamanında teslim etti. Fakülte Yönetim Kurulu dosyayı hukuka uyar şekilde belirlediği jüri üyelerine gönderdi. Her bir jüri üyesi raporunda adayın kadroya uygunluğu, görevde yeterliliği, hizmette gerekliliği bakımından yaptığı değerlendirmelerde tümüyle olumlu görüş bildirdi. Fakülte Yönetim Kurulu da ŞENER’in görev süresinin uzatılması yönünde karar aldı. ŞENER’in görev süresi, , aksi yönde karar alması hukuka aykırı olacağı gibi yerleşik teamüle de ters düşeceği açık olmasına Rektörlükçe rağmen uzatılmadı. Gerekçenin bugüne kadar hiçbir yardımcı doçentlik kadrosu uzatmasında ve neredeyse hiçbir üniversitede uygulanmamış olan “Fakülte Yönetim Kurulu Kararı’nın görev süresi dolduktan sonra iki gün geç alınmış olması” gibi “aranarak bulunmuş” bir bahane olması Rektörlüğün sözlü olarak açıkladığı gerçek amacını da açıkça ele vermektedir. Rektörlüklerin bu ve benzeri işten çıkartma-görevden uzaklaştırma kararları, idare hukukunun en temel ilkelerini hiçe sayan, yerleşik teamül ve uygulamalara açıkça karşıt olmak yanında, öğretim üyelerinin bilimsel özgürlüğünü tehdit eder, mesleki güvencesini zedeler, akademik faaliyeti aksatır ve son olarak Anayasa’nın 130. Maddesiyle açıkça çelişir niteliktedir.
Değerli Okurlarımız,
Bilindiği üzere, Anayasa’nın 130.maddesi ile kadrosu güvenceye alınmış akademik personelin sözleşmesinin yenilenip yenilenmemesi konusunda rektörlüklerin takdir yetkisi sınırsız değildir. Bu yetki ilgili mevzuat, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlıdır. Jüri raporları ile kadroya uygunluğu, görevde yeterliliği, hizmette gerekliliği tespit edilen, Bölüm Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu tarafından atamasının yenilenmesi yönünde görüş bildirilen Yrd. Doç. Dr. Mustafa ŞENER’in sözleşmesinin yenilenmemesi açıkça takdir yetkisinin kötüye kullanılmasıdır. Hukuka aykırı olduğu açıkça ortada olan bu karar karşısında, Mersin Üniversitesi Rektörlüğü ile Barış Bildirisi’nden dolayı akademisyenleri işten çıkaran ya da disiplin soruşturmaları başlatan tüm üniversite yönetimlerini hukuka uymaya, ifade özgürlüğüne, onun bir parçası olan akademik özgürlüğe saygı göstermeye ve bilim ahlakının gereğini yapmaya, bu cadı avından bir an önce dönmeye davet ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin hakim siyasi irade karşısında denge oluşturması gereken tüm saygın güçlerinin de bu cadı avı karşısında, anayasal özgürlüklerin güvencesi olarak davranmaya devam edeceklerini umuyoruz.
Haktan, hukuktan, iş güvencesinden, sendikal haklardan, bilimsel özgürlüğün temeli olan düşünce ve ifade özgürlüğünden yana tüm Praksis okurlarını yayın kurulu üyemiz Mustafa ŞENER şahsında barış için akademisyenlerle dayanışmaya çağırıyoruz.
Praksis Yayın Kurulu